"Eşcinsel olunmaz, eşcinsel doğulur"
Londra Queen Mary Üniversitesi Psikoloji Programları Direktörü Dr. Qazi Rahman "Sonradan eşcinsel olunmaz, öyle doğulur!" diyen yeni ekolün en parlak temsilcisi. Son olarak İsveç Karolinska Enstitüsü`nde yapılan gey-lezbiyen çalışmasıyla gündeme geldi. Bu araştırmada eşcinsellerin beyin yapılarının diğer hemcinslerinden farklılığı röntgenle kanıtlandı. İşin ilginç yanı bu oluşumun daha anne karnında başladığının anlaşılması.
İran’da eşcinsel yok diyen Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’a bir iyi, bir de kötü haber var. İyi haber şöyle: Artık isterse İranlıların tomografilerini çektirip bu iddiasını ispatlayabilir. Kötü haberse şu: Her toplumdaki gibi, İran’da da yüzde 4 civarında eşcinsel var ve yeni eşcinseller de doğmaya devam ediyor. Ahmedinejad’ın sinirlerini hoplatacak haber İsveç’ten geldi. Bir araştırma gay ve lezbiyen beyinlerinin hemcinslerinden farklı geliştiğini ortaya koydu. Hem de ana rahminden itibaren!
İddianın sahibi bu alandaki araştırmalarıyla dikkati çeken Londralı genç bir biliminsanı: Queen Mary Üniversitesi’nden Qazi Rahman, 15 yıldır bu alandaki çalışmalarıyla tanınıyor ve eşcinsellik konusunda bildik bilmedik ne varsa altüst ediyor. Ulaştığı çarpıcı sonuçlar dünyanın her yerinde yankı buluyor çünkü psikolojik ve çevresel etkenlere bağlı olarak sonradan geliştiği varsayılan eşcinselliğin aslında anne karnında başladığına dair ikna edici bulgular sunuyor.
Yeni ekol 1990’da doğdu
Dr. Qazi Rahman... Her makalesi olay yaratıyor. Sadece bilim dergileri değil, Time, Guardian, NY Times, BBC, Independent, Washington Post ya da Businessweek gibi dünyanın önde gelen medya kuruluşları mülakat için peşinden koşuyor. Çalışmaları İngiltere Tıbbi Araştırma Konseyi tarafından destekleniyor. Eşcinsel araştırmaları deyince bütün dünyada parmakların bu genç araştırmacıya dönmesinin nedeni de bu.
Dr. Qazi Rahman her biliminsanı ve psikolog için bu konuların ilginç meseleler olduğunu söylüyor: 1990’da Simon LeVay, eşcinsel ve heteroseksüel beyinlerin farklı olduğuna dair ilk araştırmanın sonuçlarını yayımladı. Üç yıl sonra daha ileri araştırmalar, kromozomlarda da farklılaşmalar olduğunu ileri sürdü. O zamandan beri bu alanda yapılan araştırmalarda bir patlama yaşanıyor. Bu araştırmalardan belki en çok ses getireni İsveç Karolinska Enstitüsü’nde yapılandı. Dr. Rahman "Bu çalışmada araştırdığımız nokta beynin iki tarafının nasıl organize olduğu, daha doğrusu beynin hangi bölümlerinin hangi bölümle iletişimde bulunduğuydu," diyor:
Geylerde ve kadınlarda beynin iki yarısı boyut olarak daha simetrik. Yani beynin iki tarafı birbirine benziyor. Oysa lezbiyenlerde ve erkeklerde beyin yapısı sağ tarafa doğru asimetrik (yamuk). Bu da demek oluyor ki geylerin beyin yapıları heteroseksüel kadınlara benziyor; buna mukabil lezbiyenlerin beyni de heteroseksüel erkeklerin beynine benziyor.
Dr. Rahman bu durumu şöyle açıklıyor: "Amygdalla ismini verdiğimiz kısımla ilgili bulgularımız özellikle önemli. Çünkü bu kısım, çekici bulduğumuz insanlar, tercih ettiğimiz yemek veya cins gibi eğilimlerimizle ilgili. Burada cinsel yönlenmeyi sağlayan beyin ağı, lezbiyenlerde erkeklerinkine, geylerde ise kadınlarınkine benziyor. Bu eğilimler sosyalleşme ya da öğrenme yoluyla edinilmiyor. Başka fiziksel farklılıklar da var: İçkulakta küçük seslerin duyulması, göz kırpma gibi. Bu bulguların hepsi, sonradan tercihle eşcinsel olunmadığı, eşcinsel doğulduğu fikrini destekliyor."
Araştırmaya göre, bu beyin asimetrisi sadece insanlarda değil, hayvanlarda da mevcut. Heteroseksüel erkeklerde görülen bu asimetrinin, bebeğin henüz ana rahmindeyken aldığı testosteron hormonundan kaynakladığı düşünülüyor.
Araştırma 90 kişi üzerinde yapıldı
Araştırmayı kaç kişi üzerinde yaptınız?
- Yetişkin ve sağlıklı erkek ve kadınlar arasından eşcinsel olan ve olmayan 90 kişi seçildi.
Peki bu sonuçlar ne kadar kesin?
- Sunduğumuz bu verilere inancım tam. Beyin görüntüleme çalışmasının sonuçları güvenilir, yararlandığımız yöntemler ise sofistike ve sağlam.
Bugün kullandığınız bu metotların gelecekte hamilelikte eşcinsellik testlerine dönüşme ihtimali var mı?
- Hayır, çünkü cinsel yönelim birçok başka faktör tarafından belirleniyor. Gelecekte bu tür testler yapılacağını sanmıyorum.
Psikobiyolog neyle uğraşır?
Psikobiyoloji vücudumuzdaki biyolojik olayların nasıl psikolojik sonuçlar doğurduğunu inceliyor. Psikobiyolog da günlük hayatta algılama, öğrenme, davranış gibi temel insan özelliklerinin kökeninde yatan biyolojik nedenleri arıyor.
Rahman’dan tespitler
Freud işe yaramaz çöplük
Baskın anne ve silik baba figürüyle hayal edilen klasik bir gey fikri var. Bu fikir Freud’un Ödip Kompleksi teorilerinden yola çıkıyor. Bir fizikçiye astroloji nasıl geliyorsa Freud’un bu teorisi de biz bilimsel ruhbilimciler için öyle... Başka türlü ifade etmek gerekirse işe yaramaz, çöp.
Eşcinsellik sonradan öğrenilmez
Eşcinsel ailelerin çocukları akranlarından daha eşcinsel olmuyor. Psikoloji, nöroloji, genetik, endokrinoloji alanlarında yapılan taramalar cinsel yönelimin genetik ve hormonal aktivitelerin bir karışımı olduğu sonucuna varıyor. Yetiştirme tarzı, çocukluk deneyimleri ve kişisel tercih pek önem teşkil etmiyor.
Kadınlar daha biseksüel
Nüfusun yüzde 2-4’ü eşcinsel doğuyor. Bu oran toplumdan topluma farklılık göstermiyor. Erkekler genelde ya homoseksüel ya da heteroseksüel olmaya yatkın. Biseksüellik oranı erkeklerde çok düşük. Kadın eşcinseller ise daha karma bir tercih sergiliyor.
SavaşÖzbey
Diplomat Haber
|
|
Eklenme Tarihi : 21.07.2008 |
Haber Editörü : Administrator |
«« GERi
|
Bu haber 566269 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
|
|
evet arkadaşlar hepimizde aynı yorumları yapıyoruz çünkü hiçbirimiz sonradan eşcinsel olmadık doğarken eşcinsel olarak doğduk ve bunda da bizim bir suçumuz yok vede eşcinsel olduğum içinde çok mutluyum belki geçmişte sadece benmi böyleyim diye düşünsem de şimdi artık öyle düşünmüyorum ve artık ben varım demiyorum bizler varız diyebiliyorum herkese saygılar
Yazan : blueap
Beğen
|
|
ben osmaniyeden yazıyorum hakikaten bu kanıt dogru biz encinsel olmadık öyle dogduk ama ben çok pişmanım herkes beni dışlıyor keşke dünyaya hiç gelmeseydim bazen intihar girişimlerine kalkışıyorum.
Yazan : semp_vj
Beğen
|
|
bende bu araştırmaya katılıyorum .kendimi bildim bileli hemcinslerime ilgi duyuyorum wallah.
Yazan : maxmax
Beğen
|
|
evet bunlar çok doğru arkadaşlar ben de kendimim bildimi bileli bu duyguları yaşıyorum. ben gay olduğum için çok zorluklar çekiyorum artık bu acılarımın bitmesini istiyorum
yani ben bir erkeğim erkek lerle aynı ortamda yaşıyorum ve öyle hoşlandığım kişiler varki ancak gözlerien uzun sürli bakarak bir şeyler anlatmaya çalışıyorum ama çoğu kez nafile. şunu demek isterim kısacası keşke bizim bu eşcinselliğimiz halk tarafından normal karşılansa ve istediğimiz bir ortam verilse bizde özgürce yaşasak herneyse herkese teşekkür ederim sağlıcakla
Yazan : murat_patnoslu
Beğen
|
|
Katılıyorum ben kendimi bildim bileli böyleyim çocukken bile gay duygusunu benimsemiş durumdaydım keşke doğduğumuz anda ailemiz anlasa gay olduğumuzu...
Yazan : ulasilmaz_cocuk
Beğen
|
|
EVET KEŞKE MUTLU YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİE YER OLSA.BEN SADECE GAYLERİN OLDUĞU BİR TOPLUM DEMİYORUM AMA.YİNEDE AİLELERİMİZLE OLSA BU BİZİM SUÇUMUZ DEĞİL DAHA DOĞRUSU BU BİR SUÇ DEĞİL.
Yazan : aquamarines
Beğen
|
|
arkadaşa kesinlikle katılıyorum biz böyle doğduk böyle ve mutlu bi şekilde yaşamak istiyoruz ama toplumda ve dinimizde eşcinsellerin yeri malesef yok bu yüzden işsizim ve i,şsizliğim beni sanırım kötü ortamlara çekiyor mutlu değilim param yok dualarımda rabbime yalvarıyorum ya beni kurtar yada canımı al diyorum eşcinsellik benim psikolojimi bozdu bu konuda insanların bişeyler yapması gerekdaha anlatsam roman olur fakat işte.
Yazan : tom_crus23
Beğen
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|