`Cinsel kitaplar` mahkemede
Sel Yayıncılık`ın Cinsel Kitaplar dizisinden yayınlanan 4 kitap hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı. Soruşturma sonrasında açılan ve 15 eylül 2009`da görülen dava 15 Aralık 2009`a ertelendi.
İSTANBUL - Sel Yayıncılık’ın `Cinsel` dizisinden yayınlanan üç kitap için açılan dava, Sultanahmet Adliyesi’nde görüldü.
Bugünkü duruşmada, Sel Yayıncılık’ın sahibi İrfan Sancı, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin hazırladığı bilirkişi raporuna itiraz etti ve oluşturulacak yeni bilirkişi kurullarının söz konusu kitapları yeniden incelemesini istedi. Bu itiraz sonucunda, “Genç Bir Don Juan’ın Maceraları” ile “Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının Mektupları” kitaplarının Galatasaray Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı ile Hukuk Fakültesi kürsülerinden seçilecek bilirkişilerce; “Perinin Sarkacı” adlı kitabın ise, İstanbul Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı kürsüsünden seçilecek bilirkişilerce yeniden incelenmesine karar verildi.
Söz konusu bilirkişi raporlarının oluşturulması ve kanıt evrakının mahkemeye sunulması için, dava 15 Aralık 2009 Salı gününe ertelendi.
İrfan Sancı’nın konuyla ilgili yaptığı açıklama:
``Sel Yayıncılık olarak Ocak 2009’da başlattığımız Cinsel Kitaplar dizisinden yayınlanan 4 kitap hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma açılan kitaplar: Ben Mila’nın `Perinin Sarkacı`, Guillaume Apollinaire’in `Genç Bir Don Juan’ın Maceraları`, Fransız P.V.’nin yayına hazırladığı `Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının Mektupları` ile Juan Manuel de Prada’nın `Kukular Kitabı`. Adı geçen kitaplardan sadece `Kukular Kitabı` edebi olarak değerlendirildi; diğer üç kitap hakkında ise, İstanbul (Sultanahmet) 2. Asliye Ceza Mahkemesi, TCK’nın 226. Maddesine göre dava açtı.
TCK’nın 226.maddesi, genel olarak müstehcenliği cezalandırıyor; fakat aynı madde: “Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz,” diyor.
Savcılık da bir kitabın edebi eser sayılıp sayılamayacağını, konunun uzmanı olduğu tartışılacak insanlara bilirkişi sıfatıyla soruyor ve gelen olumsuz değerlendirmeye dayanarak soruşturma açıyor.
Edebiyatta müstehcenlik olmaz!
Örneğin; kitaptan bir paragraf alınıp altına “lezbiyen ilişki,” başka bir paragraf alıp altına “ters ilişki” diye not düşülüp, bütününden koparılarak yapılan değerlendirmenin hiçbir kabul edilebilirliği yoktur. Bir kitapta lezbiyen ilişki tasviri yer alıyor diye o kitabın yargılanması, eşcinsel ilişkinin yargılanması anlamına gelir ki bilindiği gibi böylesi bir yargılama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin yargı sistemini çağdışı bir yargı sistemi olarak yansıtacak bir uygulamadır.
Söz konusu kitaplar, gerçeğe dayalı anlatımlar değil, kurgudur. Kurgunun cezalandırılması da doğrudan düşüncenin cezalandırılmasıdır.
Bir kitabın edebiyat eseri olup olmadığına karar verecek olan başta o kitabın yayıncısı-editörü, eleştirmen ve okurdur.
Biz yayınevi olarak, kitapların birilerine edebi mi değil mi diye sorulmasına kesinlikle karşıyız, ama illa birine sorulacaksa bu kişiler konunun uzmanı akademisyenler, yani İstanbul Üniversitesi Fransız Filolojisi, PEN, Yazarlar Sendikası, Yayıncılar Birliği olmalıdır.
Şimdi Ticaret Üniversitesi’nden birilerinin bilirkişi sıfatıyla edebiyat eseri değildir demesiyle dünyaca okunan kitaplar edebiyat eseri olmaktan mı çıkacak? Dünyaca ünlü şair, yazar Guillaume Apollinaire porno yazarı mı olacak?
Kitaplarda cinsel organlar gerçek adıyla yazılıyor diye soruşturmalar açmak, gülünç olmaktan öte, insanlığın geldiği noktayla da alay etmektir. Erotik kitaplar dünyanın tüm çağdaş ülkelerinde yayınlanıyor, satılıyor. Başka ülkelerin vatandaşlarının okuduğu kitapları “Ama burası Türkiye!” diyerek yasaklamaya kalkarsak, kendimizi doğrudan ikinci sınıf ülke konumuna düşürürüz. Buna kimsenin hakkı yoktur.
Davaya söz konusu olan kitaplardan `Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının Mektupları’yla ilgili bilirkişi raporunda şöyle bir ifade var: “Toplumumuzda geçerli olan genel ahlak kuralları ve gelenek, görenek ve alışkanlıkları bağlamında ele alındıklarında, bir ailenin birlikte okuyup, inceleyemeyeceği nitelikte oldukları anlaşılmaktadır”. Bir edebiyat metni, “aileyle birlikte” okunmak zorunda mıdır? Kaldı ki “Cinsel” başlıklı bir serinin ebeveynler tarafından satın alınıp çocuklara okutulacağı hayal bile edilemez. Bizim kitaplarımızın dağıtıldığı kitabevlerinde kitaplar, ailece okunacak kitaplar kategorisinde yer almaz.
Yine kitapta rızası olmayan bireylere şiddet gösterildiğine dair bir ifade yoktur. Bunlar, edebi eserler kaleme alan yazarların kurguları ve fantezilerinden ibarettir.
Sel Yayıncılık, yirmi yıldır yerli ve yabancı birçok ünlü yazarın edebi eserlerini okura sunan, saygın bir kurumdur. “Cinsel Kitaplar” serimiz de bu perspektifle değerlendirilmelidir. Zira diziyi oluşturan kitapların seçiminden kapak tasarımına, çevirisinden okura sunumuna kadar özenle hazırlanmış ürünlerdir.
Yüzyıllardır erotik edebiyat Doğu’da da Batı’da da yazılıyor, yayınlanıyor, okunuyor. Ülkemizde de Osmanlıdan günümüze erotik edebiyat yazılıyor, yayınlanıyor. Bu türün seçkin örneklerini yayınlayan yayınevimizi zora sokan soruşturmalara son verilmesini istiyoruz.
Kitapların edebi mi değil mi olduğunun tespit yeri mahkemeler olmamalı.`` İrfan Sancı
kaynak: ntvmsnbc.com
|
|
Eklenme Tarihi : 18.09.2009 |
Haber Editörü : ARES |
«« GERi
|
Bu haber 569566 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
Senay_dilberin yorumu çok hoş ve doğru tesbit.Dahasına sanırım gerek yok.
Yazan : farco_tatyos
Beğen
|
|
O çok bilinen şarkıyı şöyle değiştirmek istiyorum: ``Ah o mahkemede ben de olsaydım, yumup gözümü ağzımı açsaydım, vız gelirdi kanunlar inan bana, yeter ki erotik edebiyatı savunsaydım!``... Acaba o mahkeme üyelerinden kaçı, erotik olsun olmasın; `okuyorlar` mı? Önce bu soruşturulsun! En son okudukları şey ortaokulda Türkçe öğretmenlerinin yıllık ödev konusu olarak vediği `Kaşağı` değilse, ben de neyim! Düpedüz bir saçmalık edebiyatın mahkemelerce tartışılması... Saçmalık...
Yazan : senay_dilber
Beğen
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|