Hem Siyah, hem Müslüman. Bunlar yetmezmiş gibi bir de eşcinsel. Üstüne üstlük bir de imam. Hayatı seven bir imam. –İran, Moritanya, Suudi Arabistan, Sudan ve Yemen’de eşcinsellerin idam edildiği bir dünyada..
Hayatınızdaki zorluklardan mı şikayetçisiniz? Bu zorlukları gey, siyah, Müslüman bir adamın, üstelik Amerika’nın gey olduğunu açıkça ifade eden ilk imamı olunca yaşadıklarıyla kıyaslayın.
Bahsettiğimiz kişi Imam Daayiee Abdullah. Aynı zamanda hayatta tanışabileceğiniz en iyimser insanlardan bir tanesi..
‘Liseden mezun olduğumda, bir gün gey Amerikalıların da evlenebilmesini diledim. Şimdi, 45 yıl sonra, aynı-cinsiyetten çiftlerin nikahlarını kıyıyorum. Ben iyimser olmayayım da kim olsun?‘ diyor 61 yaşındaki, Washington’da yaşayan Abdullah.
Abdullah hayatı boyunca insan hakları için mücadele vermiş. Önce siyah Amerikalıların hakları, 1970’lerden itibarense gey haklarıiçin. 1990’lardan beri de, Amerika’da Müslüman LGBT haklarıiçin verilen mücadelenin ön saflarında.
Bazı okurlara gey imam fikrinin akılalmaz geldiğini tahmin edebiliyorum.. Nitekim IŞİD tarafından öldürülen eşcinsellerin haberlerine yabancı değiliz Ayrıca halkının çoğunluğu Müslüman olan ülkelerden beşinin yasalarında eşcinsellerin idamla cezalandırılması öngörülüyor: İran, Moritanya, Suudi Arabistan, Sudan ve Yemen.
Fakat benim Müslümanların çok az kısmının haberdar olduğunu – ve IŞİD’in umursamadığını- tahmin ettiğim husus, Kuran’da eşcinsellerin katline, hatta cezalandırılmasına yönelik hiçbir hükmün bulunmaması.
İmam Abdullah’ın da açıkladığı gibi: ‘Kuran’ın hiçbir yerinde eşcinsellerin cezalandırılmasına yönelik bir ifade yok. Tarihçiler de bugüne kadar Hz. Muhammed’in eşcinselleri hedef aldığına dair hiçbir belge bulmadı.’
Peki cinsel yönelim Kuran’da hiç yer almıyorsa, niye İslam adına eşcinselleri cezalandıran ve öldürenler var?
Abdullah şöyle yanıtlıyor: ‘Bu soru kültür, mitoloji, İslam-öncesi hukuk, insanlar üzerinde iktidar kurma isteği gibi pek çok açıdan yaklaşılarak cevaplanabilir.’ İslam öncesi hukuktan kast ettiği ne, eşcinsel aktivitede bulunan erkeklerin öldürülmesini öğütleyen Tevrat’taki Levililer babıda dahil (İslamiyet İsa’nın doğumundan yedi yüzyıl; Söz konusu Levililer pasajının yazılışından ise muhtemelen on dört yüzyıl sonra kuruldu.)
Burada atlanılmaması gereken husus, İslam pratiğinin, yerel kültür ve ülkeye göre büyük farklılıklar göstermesi. Mesela, bu hafta sonu imam, yüzün üzerinde LGBT Müslümanın katıldığıbir zirveye katılacak. A.B.D’de hiçbir Müslüman, gey Müslümanların hapsedilmesini ya da katledilmesini talep etmiyor. (Elbette, benzeri bir zirve, söz gelimi İran’da ya da Suudi Arabistan’da gerçekleşse, katılımcılar hapisten idama uzanan yelpazede cezalarla karşılaşırdı.)
Abdullah’ın iyimserliğini korumasını teşvik eden başlıca gelişmelerden biri, Müslüman Amerikalılar arasında kendisini kabullenme eğiliminin giderek güçlenmesi: ‘[ABD’li Müslüman’lar] Ne kadar genç olurlarsa, LGBT Müslümanlara karşı o kadar anlayışlı ve hoşgörülü oluyorlar.’ Abdullah’ın bu ifadesinde şaşılacak bir taraf yok, zira, ABD halkına yöneltilen anketler, bugüne kadar örnek nüfusun inancından bağımsız olarak ve istikrarlı bir şekilde hep aynı kutuplaşmay ıtespit etti: Bir tarafta daha muhafazakar yaşlı kuşaklar, öte tarafta ise eşcinselliğe ve eşcinsel evliliğe daha hoşgörülü ve sıcak bakan genç nesil. Bunu dile getirince, Abdullah istisnalara dikkat çekiyor: ‘Önceki kuşaktan olup, eşcinsel Müslümanlara destek olanlar da var, bazi ninelerimiz mesela.’, ve her zamanki iyimserliğiyle, teknolojinin eşcinsellerin kabul görme hızını artırdığını ekliyor.
Tüm bunlara rağmen, ABD’de bile eşcinsel olduğunu gizlemeyen bir imamı sorun olarak görenler var. Bunu Abdullah’ın radyo şovuma konuk olacağını Facebook sayfamdan paylaştığımda ilk elden tecrübe ettim. Çoğu takipçi anonstan memnun olsa da, beni Abdullah’ı konuk ederek ‘eşcinsel bir yaşam biçimini’ teşvik etmekle suçlayanlar da oldu. Bazılarınınsa Abdullah’ın cinsel yönelimiyle bir problemi yoktu fakat eşcinselliğini açıkça ifade ederken imamlık yapmasını doğru bulmuyorlardı.
Eşcinsellerin dini lider olmaması gerektiğini düşünenleri, Abdullah şöyle yanıtlıyor: ‘Eşcinsellerin dindar olamayacağını düşünenler olsa da, bizim de inancımız herkes kadar kuvvetli olabiliyor. Eşcinsel olarak diğer insanlardan farklı olsak da, inancımıza daha az bağlı değiliz.’
Fakat Amerika’da gey olmanın doğurduğu zorluklar, Müslümanlar arasındaki tartışmalarla sınırlı değil. Eşcinsel evliliğe karşı çıkan, ve cinsel yönelimlerinden dolayı eşcinsellere hizmet vermeyi reddeden muhafazakar Hristiyan kesimler de var.
‘Bazı insanların eşcinsellerle ilgili rahatsızlıkları var,’ diyor Abdullah. ‘Fakat belli kesimlerin benim cinselliğimle olan problemleri, benim bir Amerikan vatandaşı olarak haklarımın kısıtlanmasın yol açmamalı.’
Abdullah’ın bir sonraki projesi, bu sonbaharda açmayı planladığı ’Mecca Institute (Mekke Enstitüsü)‘ isimli online bir okul. Umudu, okulun hem Müslümanlar hem de Müslüman olmayan kesimlerin İslam hakkında açıkça ve dürüstlükle konuşup tartışabileceği bir mecra olması.
Abdullah, bu proje için, ‘İslam’ın altın devri’nden ilham aldığını söylüyor. 7 ila 13. yüzyıllar arasına yayılan bu dönemi, farklı inançlardan alimlerin fikir paylaşımında bulunması ve bu entelektüel alışveriş neticesinde bilim, felsefe ve eğitim alanlarında büyük gelişmeler kaydedilmesi karakterize eder.
Abdullah’la konuşup da iyimserliğinden etkilenmemek mümkün değil. Negatifliğin norm haline geldiği zamanlarda, geleceğin geçmişten daha güzel olacağını öngören birisini dinlemek insana ferahlık veriyor. Hele ki, söylediklerine inancı tam olunca.
Yönetimin maşası, toplumun afyonu ve yalanların üstünü örten bir maske olan dinleri yeryüzünden tamamen ortadan kaldırmadığınız takdirde insanoğlu gerçek problemleriyle asla yüzleşemeyecektir ve sömürü düzeni devam edecektir imamın bir gay olmasıda bu durumu maalesef değiştiremiyecektir. Yazan :hudsonBeğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
ateistler olarak böyle yazılar gördükçe eşcinselerin daha cok aşalıcağının bilincindeyiz :( Yazan :sexyloweBeğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
Lüzumsuz... Gelmiş geçmiş bütün tek tanrılı dinler ve inanları senin yüzüne tükürüyor, günahkar ilan ediyor, cehennemliksin diyor ve bunlar kitaplarında yazıyor. Sen kalkıp o tanrıya tapıyosun. ``Gerçek din bu değil`` diye kendini kandırıyorsun.Aslında ne din gerçek ne tanrı, eşcinsel din adamı ise trajikomik. Yazan :hebelBeğen (4 kişi bu yorumu beğendi.)
Abdullah imam ne güzel konulara değinmiş , aşılması gereken en önemli konu insanlara kuran-ı kerimi doğru bir şekilde lanse etmek... Yazan :yesil341Beğen (2 kişi bu yorumu beğendi.)
Amerika gibi gelişmiş bir yerde yaşarken bu kadar iyimser olmak, kafesteki kaplanı sevmek gibi. O beş ülkeden birinde aynı yapabilir ve aynı şekilde iyimser olabilirmiydi, yani hem kaplanı severken hemde aynı kafeste günlerini beraber geçirebilirmiydi çok merak ediyorum.
Ama genel olarak bakınca böyle insanları görmek elbette umut veriyor. Yazan :Cagdas_dalBeğen (3 kişi bu yorumu beğendi.)
ne güzel söylemiş :)
umarım ülkemizde de her şey olumlu yönde gelişir. Yazan :oguzhan333Beğen (3 kişi bu yorumu beğendi.)