Tabuları yıkacak güzellik yarışması
Bu akşam 22:30’da Angel of Turkey 2015 Trans Güzellik Yarışması vuku bulacak. Trans dostu tüm gay, lezbiyen, biseksüel, interseks bireyler, heteroseksüel kadın ve erkekler davetli. Gözümüz güzellik görsünden öte, gönüller bir olsun tadında bir sosyal yardım organizasyonu bu. Desteğinizi esirgemeyin.
Beyoğlu’ndaki The Mekan’da, hummalı bir podyum provası vuku buluyor. Angel of Turkey 2015 Trans Güzellik Yarışması’nın koreografisinden sorumlu Ebru Tozbey o gün orada bulunan 12 finaliste nasıl yürümeleri gerektiğini anlatırken, fiziksel taktiklerden ziyade felsefi bir söylev verir gibi.
Podyumda o savaşçı ruhlarını, o asil kadınlıklarını, o çocuksu heveslerini nasıl taşıyacaklar, hayattaki duruşlarını, podyumdaki duruşlarına nasıl katacak, içlerinin ışığını, gözleriyle izleyenlere nasıl yansıtacaklar...
Bugün finalist olarak boy gösterecek 14 kişinin ikisi o gün sağlık sorunlarından dolayı orada değil. Mevcut 12 kişinin arasında şehir dışından birçok yerden, Antalya’dan, İzmir’den, Diyarbakır’dan gelenler var. Arada verilen çay molalarında, İstanbul dışında yaşayan arkadaşlarının nasıl bir nöbetle misafir edileceğini kararlaştırıyorlar.
Vakitleri kısıtlı olduğu için prova vaktinde elimizden geldiğince ayak altında dolaşmayacağımıza söz vermişiz. Fakat yarışmacıların alakasına mazhar oluyoruz, yapacak bir şey yok. Birçoğu, Can’ın çektiği fotoğrafları kendileriyle paylaşması konusunda ricacı.
Yanımızda çaylarını yudumlayan Berrak Su ile Laçin Yalçın, gülüşerek kendi fotoğraflarının daha büyük kullanılması konusunda bizden söz almaya çalışıyor.
Manşetleri yıkacağız, merak etmeyin, diyorum; gülüyoruz birlikte. Şaka şaka diye düzeltme ihtiyacı duyuyor hemen Berrak Su. İşin esprisinde olduğunun altını kalın bir kalemle çiziyor derhal. Herkese eşit ihtimam gösterilsin elbette diye ekliyor.
İki konuda dikkatten taviz verilmiyor: Birincisi, herkes birbirine karşı son derece mültefit. Aman kimse öne çıkmasın... İkincisi, bu öyle güzellik yarışması deyip geçilecek bir hadise değil; sosyal yardım projesi; hatırdan çıkarılmasın...
Yarışmanın koreografı Ebru Tozbey 2010, 11, 12 yıllarında Miss Turkey yarışmalarında sanat yönetmenliği yapmış, bu konuda tecrübeli bir isim. Esasen televizyoncu, kamera arkasında edindiği uzun bir kariyeri var. LGBTİ bireyi arkadaşlarla tanışmasının hayatını değiştirdiğini anlatıyor: “Bu güzellik yarışması onların ikinci senesi ama benimle ilk çalışmaları. Daha önce de yine, LGBTİ adına düzenlenen bir defilede koreografi yaptım. Bu proje, bir sosyal amaç güttüğü için buradayız aslında. Buradan gelecek bilet gelirleri LGBTİ mağdurlarına, bakımevlerine gidecek. Hepimiz taşın altına elimizi koyduk; ben de Türkiye’deki önyargıyı kırmak adına buradayım. Arkadaşlarla birlikte yürümeyi öğreniyoruz silbaştan.”
Onun yanında kendilerini iyi hissettiklerine inandığını söylüyor Tozbey. Trans kadınların, biyolojik olarak kadın doğmuşları sevmediklerine dair toplumda yerleşik önyargının saçmalıktan ibaret olduğuna kani: “Çok zor bir iş yapıyorlar, seks işçiliği yapıyorlar. Bana göre sırtlarında çok büyük bir kambur bu ve maalesef ülkemiz yüklüyor. Ki birçoğu eğitimli; aralarında avukat, doktor, psikolog var. Kızlarımızın bazıları üniversiteyi kazanmışlar ama cinsel kimliklerinden dolayı gidememişler. Biri tıp kazanmış, genel cerrahide uzmanlaşmak isterken, kadın doğum uzmanlığını kazanıyor ve gidemiyor. Biri üniversiteyi kazandığı halde, görüntüsü yüzünden bırakmak zorunda kalmış. Bunlara benzer o kadar çok hikaye var ki... Benim biyolojik olarak kadın olmam bir şeyi değiştirmiyor. Türkiye’de birçok kadın ve erkek, cinsel yönelimlerinin farklı olduğunu hissedip, bilip, bunu kendi içlerinde, dünyalarında yaşıyorlar. Dışarıda da maalesef, kendilerinin sergileyemediği cesareti göstermiş insanlara şiddet uyguluyorlar. Olamadıkları, yapamadıkları bir şeyi, LGBTİ bireylerde gördükleri zaman kompleksleri şiddete dönüşüyor. Benim üniversitede tezimdi; Türkiye’deki erkeklerin neredeyse yüzde 60’ı, ilk cinsel deneyimlerini hayvanlarla yaşıyorlar, düşünebiliyor musunuz? İçinde bulunduğumuz sapkınlık bu dereceye varmışken, gerçekten bu insanları koruma altına almamız lazım. Çünkü ne hissettiklerini biliyorlar, nasıl yaşamak istediklerini biliyorlar. Çok bilinçli adımlar atmalarına rağmen biz onları zorla yanlış yollara itiyoruz. Topluma kazandırmak yerine itmeyi tercih ediyoruz. Bu çok acı. Ben bir erkek evlat yetiştiriyorum, 17 yaşında. Yarın öbür gün cinsel tercihinin farklı bir yönde olduğunu söyleyecek olsa, ona sadece sevgimi verebilirim. Mutlu olmasını dilerim. Onun seçimidir. Toplumu bilinçlendirmek adına, farkındalık yaratmak adına, bu tarz organizasyonların sürekli yapılmasını istiyorum.”
TABULARI YIKABİLİRSEK NE MUTLU BİZE
Almira Ryan, Angel of Turkey’e, İstanbul’dan katılan yarışmacılardan. 24 yaşında. “Benim bu yarışmaya katılma nedenim güzel olmam ya da boyumun posumun yerinde olması değil” diyor. Ki, gayet güzel ve boyu posu da yerinde. Fakat o da bu yarışmanın bir güzellik yarışmasından çok öte amaçları olduğunun altını çizmenin derdinde daha ziyade: “Bu yardım amaçlı bir proje. Bizim için önemli olan, bu gece transların bir araya gelmesi ve toplum içindeki tabuları yıkabilmek. Bizim var olmak gibi bir meselemiz var. Fırsat verildiği zaman, benden de bir manken olabilir, bir modacı olabilir, bir işletmeci olabilir... Her ne kadar biz toplumun gözünde basit bir seks işçisi olarak görülüyorsak da ondan ibaret değiliz. Aramızda avukat var, öğretmen var, tasarımcı var... Biz de insanız. Biz de nefes alıyoruz. Acıkıyoruz, üşüyoruz... Toplum bizi ötekileştirmiş de olsa, bizim de anne-babamız vardı. Hepimizin 19 yaşımıza kadar bir okul çağımız, çocukluğumuz oldu. Hepimiz ağır bedeller ödedik. Ben eşcinsel olduğumu fark ettiğimde benim hayatım bitti. Sosyal hayatım bitti, aile hayatım bitti... Anne-babayı, arkadaşlarımı gözden çıkarttım. Benden başka kimim kimsem yok. Arkadaşlarım var işte, birbirimizle dayanışma içinde olmaya çalışıyoruz. Kendimizi anlatma derdindeyiz. Hayatımızın sokaktan ibaret olmadığını göstermek istiyoruz. Birçoğumuz hayatını, geleceğini kurmuş. Ben geçen seneki defileye de katıldım. Üç kıyafetle yürüdüm. O kıyafetlerin biri ünlü bir modacının imzasını taşıyordu, obür ikisini ben kendi cebimden diktirdim, katkı, yardım amaçlı olarak.”
Bu defilelerden elde edilen gelirlerin aktarıldığı trans misafirhanelerinde çok zor durumda arkadaşları olduğunu, bu konuyu her şeyden çok mühimsediğini söylüyor: “Trans misafirhanemiz var, birini İzmir’de, birini İstanbul’da açtık. Oradaki insanların yaralarına dokunabilirsek ne mutlu. Amacım da birinci olmak falan değil, kim hak ederse o kazansın. Arkadaşlarımın hepsi çok güzel. Geçen seneki yarışmayla da, daha sonraki defileyle de hem çok güzel maddi katkı sağladık hem de Türkiye’de de Avrupa’da da çok güzel sesimizi duyurduk. Ben bu hayatta yalnız bir insanım. Hayatımı bir şekilde, bir yerlere tutunarak kazanıyorum. Bugün onlara, yarın bize... Kazanan Tayland’a gidecek. Haricinde kalan para trans misafirhanesine gidiyor, tamamen. Sizin de o gece vicdanınız rahat olsun, çünkü siz de bir yerinden dokunuyorsunuz, sesimiz oluyorsunuz.”
Yarışmacılardan Rana Arasan da yarışmanın tacında, kraliçeliğinde olmadığını söylüyor: “Benim için çok şey ifade ediyor. Bizi kötü gözle gören insanlara bizim de iyi olabildiğimizi gösterebilmeyi. Bize farklı bakmamaları gerektiğini gösterebilmeyi... Biz de insanız, bizi de Allah yarattı.”
TRANS KADINLARIN BERABERLİĞİ İÇİN
Angel of Turkey 2015 Trans Güzellik Yarışması, bu akşam, 22.30’da, The Mekan’da düzenlenecek. Kapı girişleri 21.00’de başlayacak. Ülkenin tanınmış aktivistlerinden Asya Dilovan, üç aydır gecesini gündüzüne katarak organizasyonu toparlamış isim. Yaşadığı yorgunluktan razı: “Nihayet yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. O gün, yüzlerce trans kadının bir araya gelmesi önemli. Bir yandan da trans dostu olan gay, lezbiyen, biseksüel, heteroseksüel kadın ve erkeklerin bir araya gelip bize destek vermesi çok önemli. Yaşadığımız bütün yorgunluklara değecek.”
Geçen seneki yarışmanın, onun da aralarında yer aldığı LGBTİ organizasyonu tarafından yapıldığını, bu yıl tamamen bağımsız olduğunu anlatıyor: “Geçen yılın ardından bazı sorunlardan dolayı biz LGBTİ ile yollarımızı ayırdık. Geçen sene LGBTİ aktivistiydim, aynı zamanda HDP’nin çalışmalarında yer alıyordum. Bu sene kesinlikle hiçbir siyasi örgütle, kurumla bağım yok. Tamamen Asya Dilovan ve ekibi olarak bu organizasyonu yapıyoruz. Bu bir sosyal dayanışma projesi. Türkiye’de sesimiz, güzel bir organizasyonla duyulsun istiyoruz. Trans kadınlar deyince hep kötü bir algı var ya: İşte, seks işçisidir, uyuşturucu kullanır, eğlence düşkünüdür, kavgacı gürültücüdür, çevresine rahatsızlık verir... Ben de bir trans kadınım, 34 yaşındayım, hayatım boyunca bu tarz kavgalara dövüşlere girmedim. Benim gibi binlerce trans kadın var. Evinden işine yaşayan, evinde yemeğini, temizliğini yapan, sevgilisiyle dışarıya çıkan, ailesiyle akraba gezmelerine giden birçok insanımız var. Artı, sokakta çalışan arkadaşlarımızı da sonuna kadar savunuyoruz. Çünkü sokakta çalışmayı ve seks işçiliğini bu toplum ve devlet bize dayatıyor. Zorunlu seks işçiliği olarak tanımlıyorum ben.”
Herkesi bu geceye davet ederek bağlamak istiyor sözlerini. “Angel of Turkey 2015 Trans Güzellik yarışmasına, tüm halkımızı, travesti ve transeksüel dostu olan gay, lezbiyen, biseksüel, interseks, heteroseksüel kadın ve erkekleri bekliyoruz” diyor son olarak. Bunu söylerken, bir an durup sözü açma ihtiyacı duyuyor ve bir kahkaha patlatıyor: “Şimdi heteroseksüel diyeceğiz, belki bazıları anlamayacak, onların anladığı dilden söyleyeyim, hani normal dedikleri var ya, anormal olan biz oluyoruz galiba onlara göre, o normal kadınlar ve erkekler de gelebilir. Yeter ki saygı ve sevgi çerçevesinde yürüsün gece.”
Bir feminist olarak, güzellik yarışmalarından hiç hazzetmediğimi bilen bir dostumla konuşuyoruz çıkışta. “Eh bu hayat sana da güzellik yarışmasından sitayişle bahsetmek üzere kalem oynatıyor ya, bunu da görmedik demeyiz” deyip benle dalgasını geçiyor.
Hayat böyle bir şey n’apalım. Kederi de umudu da hep çalışmadığın yerden geliyor.
EBRU TOZBEY (YARIŞMA KOREOGRAFI)
“Bu tarz organizasyonların sürekli yapılmasını istiyorum. Öldürmeyle, vurmayla, kırmayla değil, böyle güzelliklerle olsun. Üçüncü sayfa haberi yerine magazin sayfalarında çıksınlar. Birçoğu inanılmaz yetenekli. Manken olabilirler, oyuncu olabilirler ama yolları hep kesik...”
ASYA DİLOVAN (YARIŞMA ORGANİZATÖRÜ)
Hepimiz gönüllü yer almanın ötesinde, yeri geldiğinde organizasyon için cebimizden para harcıyoruz. İşimizden gücümüzden, uykumuzdan, eğlencemizden, bütün hayatımızdan feragat ediyoruz. Tüm amacım, Türkiye’deki trans kadınların Yarışma birliği beraberliği.
KAYNAK: cumhuriyet.com.tr 14.06.2015
|