Trans erkeklerin eğitim hayatını anlatan “Dikkat! Okulda Trans Var” belgeselinin yaratıcısı Barış Sulu: “Adı üstünde, öğretmen öğretir. Diğer öğrencilere LGBT öğrencilerin var olduğunu anlatmalı. ‘Arkadaşınız lezbiyen, trans, biseksüel, eşcinsel olabilir’ diyebilmeliler”
Bundan bir hafta sonra kız ve erkek öğrenciler kendilerine uygun görülen üniformalarını giyip okul yollarına düşecek. Havalar soğumuş olur haftaya, kız öğrenciler eteklerinin altına külotlu çorap giyecek belki de... Bu her öğrencinin sabah rutini olan basit süreci neden mi anlatıyorum? Çünkü bazı kız öğrenciler için bu o kadar da basit değil. AB Sivil Düşün Programı tarafından desteklenen “Dikkat! Okulda Trans Var” belgeseli kız gibi giyinmesi ve davranması beklenen altı trans erkeğin okul hayatı boyunca yaşadıklarını onların ağzından anlatıyor. Üniforma da sadece bir örnek. İlk gösterimi perşembe günü yapılan belgeselin sonraki durağı eğitim fakülteleri, öğretmen adayları izleyebilsinler diye... Belgeseli yapan Barış Sulu ve belgeseldeki anlatıcılardan biri olan sevgilisi Aras Güngör’den ayrıntıları ve yeni kurdukları Trans Danışma Merkezi Derneği’ni dinledik.
Neden okul özelinde bir şey yapmayı tercih ettiniz?
Barış Sulu: Biz Aras ile yaklaşık üç senedir beraberiz. Bir gün sohbet ederken eğitim hayatıyla ilgili bir şey anlatıyordu bana; yurtta kalma sürecini, orada neler yaşadığını... Trans erkeklerin eğitim hayatında neler yaşadığı kimsenin bildiği bir şey değil, çok konuşulan bir şey de değil. Bunu konuşurken bir anda bir ışık yandı! İlkokul, ortaokul, lise, üniversitede neler yaşadılar? O kıyafetleri giyerken neler düşündüler, hangi derslerde sıkıntı yaşadılar? Âşık oldular mı, olmadılar mı? Bu süreçleri nasıl atlattılar? Bunları merak ettik.
Nasıl belirlediniz belgeseldeki isimleri?
Barış S.: Çevremizdeki arkadaşlara sorduk kim katılmak ister diye. Altı kişinin eğitim hayatı var belgeselde. Mayıs ayında İstanbul’a geldik. Arkadaşların hepsi buradaydı çünkü. Aras’ın çekimlerini de Nazilli’de yaptık.
Siz Nazillili misiniz?
Aras Güngör: Yok, eş durumundan, Barış Nazillili.
Neler anlattı bu altı kişi?
Barış S.: Okul üniforması üzerinden çok fazla şey anlattılar. Külotlu çorap giyme muhabbeti var hepsinde... Etek giyme üzerinden çok fazla sıkıntıları olmuş. Saç uzatma, kestirme, göğüslerinin çıkması üzerine yaşanan sorunlar...
Öğretmenlere dair ne söylersiniz?
Aras G.: En büyük mesele bu konuda hiçbir şey bilmiyor olmaları. Bu yüzden yok sayıyorlar. Ya da diğer öğrencilerin şiddetinden koruyacak kadar donanımlı değil öğretmenler. Mesela iyi niyetle de olsa makyaj yapmasını öneriyor öğrenciye ya da “daha kız gibi” olmayı öneriyor.
Barış S.: “Sizin çocuğunuz diğerlerinden farklı; kızsa kız gibi olmalı erkekse erkek” diye şikayet ediyor.
Bir öğretmen LGBT bir öğrenci ile karşılaştığında nasıl bir yol izlemesi gerektiği hakkında LGBT derneklerine telefon açıp bilgi alabilir. Ama böyle
bir şey neredeyse hiç olmuyor.
“Aslında makyaj yapsan ne kadar güzelsin...”
Öğretmenler ne yapmalı
Barış S.: Adı üstünde, öğretmen öğretir değil mi? Diğer öğrencilere LGBT öğrencilerin var olduğunu anlatması gerekiyor. “Sizin arkadaşınız lezbiyen, trans, biseksüel, eşcinsel olabilir” diyebilmeleri lazım. Trans erkeğin ne demek olduğunu algılayabilmiş değil henüz toplum. O yüzden adı “Dikkat! Okulda Trans Var”, millet silkelenip kendine gelsin...
Aras G.: Bu tabii kökleri devlet politikalarına, aileye, dine kadar giden bir durum. Ama en azından öğretmenin bunu söyleyebilmesi çok büyük bir şey. “Herkes heteroseksüel değil” diyebilmek bile çok kafa açıcı bir şey. Sınıftaki bir LGBT öğrenci için inanılmaz cesaret verici bir şey. Çok küçük bir şey gibi gözüküyor belki ama...
Barış S.: Ben 35 yaşındayım şu anda, 17 yaşında eşcinsel kelimesini duydum mesela. Ben neden ne olduğumu ta
17 yaşına kadar oturtamadım? Ergenlik döneminde neden bu kadar bocaladım?
Aras G.: Bunu Barış’ın ya da benim ya da bir başkasının neden tek başına, el yordamıyla yapması gerekiyordu?
Kadın ve erkek öğretmen arasında bir fark var mı?
Aras G.: Kadınlara bir şeyleri anlatmak daha kolay gibi bir algı vardır ama kadınlar da erkekler de söz konusu ayrımcılık olduğu zaman çok eşitlikçiler, ikisi de çok iyi ayrımcılık yapıyorlar. Kadın öğretmen de “bu kız çocuğunu düzeltmem gerekir” diye düşünüp o öğrenciyi kadın yapma performansı sergileyebiliyor. “Aslında ne kadar cicisin, ne kadar güzelsin” gibi şeylerle yaklaşabiliyor. Güzelim, bununla ilgili bir sorunum yok zaten. Bahsettiğim “makyaj yapabilirsin” örneği ya da “gerçekten istersen değişebilirsin”... Ben değişmek istemiyorum ki... Ortada bir hata, bir kusur yok; siz düzelin.
“Sürekli birilerine trans olduğunuzu kabul ettirmeye çalışıyorsunuz”
Yeni bir dernek kurdunuz...
Barış S.: Evet, Trans Danışma Merkezi Derneği. Cinsiyet değiştirme sürecinde yaşanan sorunlar, hukuki olarak neler yapılır, isim değiştirme için hangi dilekçe verilir, hastanede neler yaşanıyor; ameliyat süreci, göğüs yaptırma, göğüs aldırma, penis-vajina yaptırma, estetik ameliyatlar... Hepsiyle ilgili bütün süreçleri takip eden bir dernek olarak çalşacağız. Bu çok uzun bir süreç; psikiyatrlarla uğraşıyorsunuz, birilerine trans olduğunuzu kabul ettirmeye çalışıyorsunuz sürekli, ömrünüzden ömür gidiyor. Merkezimiz Ankara’da, umarım diğer şehirlere de yayılacak. Şu an danışmanlık verdiğimiz 60’a yakın kişi var.
Bize transdanisma@gmail.com adresinden ulaşabilirler.
aslında bu eşcinselliği kabul etmeliler kimseye zararımız yokki kendi yağımızla kavruluyoruz bu normal avrupa ülkeleri sahip çıkıyor ne güzel Yazan :esmer_ocuk_geyBeğen
toplumumuzda insanlar bu konuyu tabu gördüğü sürece ilerleme olması mümkün değil. homofobiyi yıkmak için bir çok kurumun kendinde devrim yapması lazım. başta devleti oluşturan insanların heteroseksüel bir açıdan olaya bakması değişmelidir. sonra da ailelerin çocuklarına anlayış göstermesi gerekir. böylece toplumun genelinde eşcinselliğe bakış açısı değişebilir.eşcinsel olan kişi zaten kendini kabul etmeye çalışırken,çevresindekiler de onu yokumsarsa o kişi öteki olarak kendini görmeye başlıyor ve sonucunda da akıl sağlığını yitirmeye aday bir sürü eşcinsel kişilik türüyor. bu nedenle herkesin anlayış ve hoşgörü göstermesi gerekiyor. yalnız okularadaki öğretmenlerin değil toplumn bütün kesimlerinin de anlayışlı olmaları gerekiyor. EŞCİNSELLİĞİN DOĞAL BİR NÜFUS PLANLAMASI OLDUĞUNU UNUTMAMAK VE BUNUN ALLAHIN BİR İRADESİ OLDUĞUNU KABUL ETMEK GEREKİYOR. KİMSEEŞCİNSEL OLMAK İSTEMEZ AMA EŞCİNSEL OLARAK DOĞAR. BU BİR CİNSEL TERCİH DEĞİL CİNSEL BİR ZORUNLULUKTUR. UNUTMAYALIM. Yazan :narBeğen (4 kişi bu yorumu beğendi.)