Merkel vs. Eşcinsel Evliliği
Sosyal Demokratlar ve Sol Parti’nin desteğiyle Yeşiller’in verdiği eşcinsel evliliği tanımaya yönelik tasarı, CDU/CSU ve FDP koalisyonunca reddedilmişti. FDP meclise giremese de daha seçim öncesinden CDU/CSU adına Merkel, “bunu bizden beklemeyin” işareti vermişti
Öncelikle katılamadığım bir düğünden bahsetmek istiyorum. Almanya’da doğup son 2 yıldır başka bir Avrupa ülkesinde çalışan 2 “gey” tanıdığım Berlin’de evlendiler, bana da sonradan düğün fotoğraflarına bakmak kaldı. Fotoğraflar o kadar neşeli ve renkliydi ki, orada olamadığıma çok üzüldüm. İlk önce nikâh kıyılıyor, ikisi de çok sık tektip bir takım giymişler. Biri hardal tonlarında gömlek kravat ayakkabı uyumu yaparken diğeri kırmızıdan yana seçimini yapmış. Nikâhtan sonra gökkuşağı renklerindeki balonlarla, bayraklarla ve çiçeklerle turistik üstü açık bir otobüsle şehir turu yapıp balonları gökyüzüne salmışlar. Sonrasında bir restorantta hep beraber eğlenmişler, burada gökkuşağı renklerindeki bir şemsiye altında poz vermişler. Bu resimlere bakarken evlenenlerin, arkadaşlarının ve ailelerinin ne kadar mutlu olduklarını gördüm. Aynı zamanda bu mutluluğun ne kadar kırılgan olduğunu da düşündüm. Neden olmasındı ki, bu mutluluk bir nebze de devletin, yasanın, heteronormatif söylemlerin vs. ne alıp ne verdiği ile mümkündü.
Eingetragene Lebenspartnerschaft
Berlin, “o biçim” bir şehir olarak, 2010 yılında eşcinsel evliliğe onay verdi fakat Almanya’da eşcinsel evlilik hâlâ tartışmalı bir konu. Şu an için eşcinsel evlilik tanınmazken, hukuki olarak düzenlenen ve bir takım haklar tanınan “civil partnership” (eingetragene Lebenspartnerschaft) söz konusu. 2001’den beri geçerli olan sivil birliktelik’in tartışma konusu olmasının sebebi ise evlat edinme ve Almanya’da evlilikle birlikte elde edilen vergilendirilme hakkını vermemesi(ydi). Öte yandan 2008 yılında yapılan transseksüel yasasındaki değişiklik ile daha önce heteroseksüel olarak evlenen eşlerden biri daha sonra cinsiyetini değiştirse bile evlilik geçerli sayılmaya devam ediyor. Evlat edinme ve heteroseksüel eşlere tanınan bir avantaj olarak görülen vergi düzenlemesi gibi konular, devletin gözünde sivil birliktelik’in evlilikle bir tutulamayacağının göstergesi. Kaldı ki her şey devletin dili ve eli tarafından biçimlendirilip tanımlandırılıyor.
CDU/CSU ve FDP’nin oylarıyla reddedilmişti
Bu bağlamda son genel seçimler önemliydi. Geçen yıl Yeşiller tarafından önerilen eşcinsel evliliği tanımaya yönelik tasarı, iktidardaki koalisyonun yani CDU/CSU ve FDP’nin oylarıyla (260 evet oyuna karşı 309 hayır oyu ile) reddedildi. Seçimlerden önce Haziran ayında parlamento, heteroseksüel evli eşlere tanınan gelir vergisi düzenlemesini eşcinsel çiftler için de kabul etti. Bu son değişiklikle “civil partnershaft” (hetero)evlilikle vergilendirme anlamında eşitlense de, durum hâlâ 1-0 heteroseksüel evlilik lehine. Çünkü evlat edinme hâlâ tartışma konusu. FDP’nin son seçimlerde parlamento dışı kalması pek bir şeyi değiştirecek gibi durmuyor, çünkü CDU/CSU fraksiyonu az kalsın neredeyse tek başına iktidar oluyordu. Muhalefette kalan ve parlamentoya giren Sosyal Demokratlar’ın, Yeşiller’in ve Sol Parti’nin eşcinsel evliliği ve eşcinsel çiftlerin evlat edinmesini desteklemeleri bir umut gibi görünse de, parlamentoda önemli bir çoğunluk elde eden fraksiyonun muhafazakâr dilini ve eşcinsel evliliğe karşı genelde dine dayalı bir argüman geliştirdiğini unutmamak gerekiyor.
Her şeyi devletten beklemeyin!
Seçim öncesinde, gelecek dört yıl daha başbakan koltuğunda oturacak olan Merkel, eşcinsel çiftleri dışlamak istemediğini ama partisinin eşcinsel çiftlere evlat edinme hakkını desteklemeyeceğini söyledi. Yani dışarıdan bir zorlama (Anayasa Mahkemesi’nden, Avrupa Birliği’nden vs.) olmazsa, dört yıl boyunca Merkel ve partisi “bunu bizden beklemeyin” ya da “her şeyi devletten beklemeyin” demeye getiriyor. (–hatırlatmak gerekir ki Almanya’da ayrımcılığın önlenmesine dair yasa 2006 yılında AB’nin zorlaması ile kabul edilmişti.) Merkel devam ediyor ve adeta bir nevi “aduket” çekiyor: “Temel yasalarda korunan ve bahsi geçen aile ve evlilik, benim nazarımda klasik çiftleri referans almaktadır.” (//www.spiegel.de/politik/deutschland/angela-merkel-will-adoptionsrecht-fuer-homo-ehepaare-erst-nach-urteil-a-921734.html).
Hak verilmez alınır!
Merkel’in “klasik çift” tanımına heteroseksüel anlam yüklemesi, bir anlamda heteronormatif ve eril devlet dilinin de, devletin başında olan bir kadının bu dili nasıl içselleştirdiğinin de güzel ve güncel bir örneği oldu, sağ olsun. Bu durumda “klasik olmayan” yeni evli arkadaşlarım evlat edinmek isterlerse, demek ki bir 4 yıl daha bu hakkın “kendilerine verilmemesini” bir şekilde tecrübe edecekler ya da “hak verilmez alınır sevgili Merkel” diyerek daha fazla seslerini çıkarıp mücadeleye devam edecekler.
KaosGL 26.09.2013
|
|
Eklenme Tarihi : 27.09.2013 |
Haber Editörü : Gabile |
«« GERi
|
Bu haber 367274 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
eril devlet dilini görmek isteyenlerin maskulen Merkel`e bakması yeterlidir :)
Yazan : adana_42aktif
Beğen (1 kişi bu yorumu beğendi.)
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|