Genel seçim öncesi “Okulda, işte, mecliste; LGBTİ’ler her yerde” kampanyası başladı. Kampanya kapsamında LGBTİ’lerinn siyasete katılımı desteklenecek, milletvekili adaylarından LGBTİ haklarını savunması talep edilecek.
Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Derneği (SPoD) yaklaşan genel seçimler öncesinde “Okulda, işte, mecliste; LGBTİ’ler her yerde” başlıklı bir kampanya başlattı. LGBTİ’lerin karar alma ve siyaset üretme süreçlerinde etkin biçimde yer almaları için başlatılan kampanyanın ayrıntıları bugün (24 Şubat) Cezayir Restoran’da düzenlenen basın toplantısında aktarıldı.
Kampanya kapsamında ilk olarak 12 şehirden LGBTİ aktivistlerinin katılımıyla “Siyaset Okulu” yapılacak. Okula aday adaylığını açıklayan LGBTİ’ler de katılacak. Okulun ardından başka LGBTİ aktivistlerinin de aday adaylığını açıklaması bekleniyor.
SPoD LGBTİ’nin siyasilerden talepleri
Bütün kampanya süreci hakkında meclistelgbti.org adresinden kamuoyu bilgilendirilecek. SPoD LGBTİ bugün yayın hayatına başlayan websitesi aracılığıyla, milletvekili adaylarından, seçime katılan siyasi partilerden ve parti liderlerinden taleplerini de açıkladı:
LGBTİ hak ve özgürlüklerine dair politika önerileri seçim kampanyalarında açıkça yer almalı.
LGBTİlerin siyasete katılımının önündeki tüm engeller kaldırılmalı. LGBTİlerin siyasetin her kademesinde açık kimlikleriyle ayrımcılığa uğramadan yer alabilmeleri için gereken önlemler alınmalı.
Hak temelli sosyal politikaların hayata geçirilmesi yönünde adımlar atılmalı. Eğitim, sağlık, barınma, istihdam, yaşlılık, emeklilik, gelir desteği ve diğer tüm sosyal politika alanlarının LGBTİ’lerin eşit biçimde faydalanacakları biçimde düzenleneceği seçim programlarında kamuoyuyla paylaşılmalı.
Seçimlerden sonra başlaması planlanan yeni Anayasa yazım sürecinin şeffaf ve katılımcı olması için çalışacağını ve bu süreçte LGBTİlerin hakları da dahil olmak üzere tüm insan haklarının korunacağına ilişkin nasıl tavır alacağını kamuoyuna duyurmalı.
LGBTİ haklarının hayata geçirilmesi yönünde atılacak adımlarda LGBTİ hareketi ile işbirliği sağlanmalı.
Siyaset Okulu başlıyor!
Basın toplantısında ilk olarak söz alan SPOD LGBTİ Siyasi Temsil Koordinatörü Sezen Yalçın ise, eşit yurttaşlar olarak tanınmayan, Anayasa’nın eşitlik maddesinde yer almayan, yaşama, çalışma, barınma, sağlık ve eğitim gibi en temel hakları yok sayılan, mevcut hükümet ve hükümete yakın basın organları tarafından defalarca hasta ve sapkın ilan edilen, hedef gösterilen, nefret cinayetlerine kurban edilen eşcinsellerin 20 yıldır süren hak, eşitlik ve özgürlük mücadelesini siyasi temsil ve katılım yoluyla güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtti.
2012 yılından itibaren her yıl aktivistler, siyasetçiler ve akademisyenlerin katkılarıyla LGBTİ’lere yönelik Siyaset Okulu düzenlediklerine dikkat çeken Yalçın, “SPoD LGBTİ olarak 2014 yerel seçimleri döneminde de LGBTİ eşitliği mücadelesini yürütmek amacıyla kampanya yürüttük. Bu süreçte gerçekleştirilen Siyaset Okulu katılımcıları arasından beş kişi açık eşcinsel ve trans kimlikleriyle farklı partilerden belediye meclisi üyesi adayı gösterildiler. SPoD’un yine bu süreçte yerel yönetimlerin LGBTİ haklarının hayata geçirilmesindeki sorumluluklarını hatırlatmak üzere hazırladığı LGBTİ Dostu Belediyecilik Protokolü’nü HDP, BDP, CHP, TKP ve DSP’li 40 belediye başkan adayı imzaladı. İmzacılar arasında beş büyükşehir belediye başkan adayı da vardı. SPoD seçimlerin ardından İstanbul’un yanı sıra İzmir, Mersin, Adana ve Diyarbakır’da izleme çalışmalarını sürdürdü. Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseksler okulda, işte, her yerde varlar, olmaya da devam edecekler. Kampanyamızla mücadelemizi meclis ve siyasetin gündemine yerleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Bu sene üçüncüsü yapılacak olan Siyaset Okulu, 28 Şubat Cumartesi günü, İstanbul’da başlayacak. Eşcinsellerin siyasi alanda güçlendirilmesi ve 2015 genel seçimleri sürecinde LGBTİ hakları mücadelesinin görünürlüğünün arttırılması amacıyla başlatılan, Siyaset Okulu 04 Mart’a kadar devam edecek.
Son on beş yılda LGBTİ hakları için verdikleri mücadelenin ana akım siyaset tarafından ciddiye alınmadığını, hatta AKP Hükümeti tarafından bilerek ve isteyerek engellendiğini söyleyen SPOD LGBTİ Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Partog, bu durumun LGBTİ haklarını ve savunucularını marjinalleştimek için yapılan stratejilerden biri olduğuna dikkat çekti.
“Sen yoksan hakların da yok!”
Hem LGBTİlerin yaşadığı temel insan hakları ihlallerinin daha görünür olmasını sağlamak, hem de kimsenin kimliği yüzünden baskı görmediği bir Türkiye hayalini gerçekleştirmek amacıyla bu kampanyayı başlattıklarını söyleyen SPOD LGBTİ Yönetim Kurulu Üyesi ve Beşiktaş Belediye Başka Danışmanı Sedef Çakmak ise “Sen yoksan hakların da yok!” şiarıyla yola koyulduklarını belirtti. Önyargılardan arınılan bir ortamda LGBTİlerin eşit vatandaşlar olma yolunda karşılaştıkları ekonomik, sosyal ve hukuki sorunların çok daha rahat bir şekilde konuşulacağına dikkat çeken Çakmak açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
“İnsanların kartopu oynadığı için öldürüldüğü ülkede açılmak o kadar kolay değil”
“Türkiye’de siyasi katılım ile bireyler sadece ‘oy vermeye’ hapsediliyor. Halbuki siyasi katılım karar alıcıların aldığı tüm kararları doğrudan etkileme çabalarıdır. SPoD LGBTİ, seçimlerin izlenmesinden karar alıcılarla doğrudan görüşmeye, çeşitli siyasi kampanyalarla gündemi LGBTİ’lerin yaşadığı sorunlara çekme konusunda bilinçli bir şekilde siyasi katılımın tüm yöntemlerini kullanmaktadır. Fakat esas bir yöntem vardır ki, en etkili olanı da odur: ‘Sen yoksan hakların da yok’ şiarıyla, LGBTİ kimliklerini saklamadan siyasete atılan bireylerin varlığı bile LGBTİ’lere karşı önyargıların çok daha hızlı bir şekilde azalmasına sebebiyet verir. Yeni Anayasa yazım sürecinin tutanaklarından da gördüğümüz üzere, yasa yapıcılar bile LGBTİ’lere karşı toplumda var olan önyargılardan arınmış değiller ve bu önyargıları sebebiyle her gün şiddet, baskı ve dışlanma haliyle yaşamak zorunda kalan LGBTİ’lerin insan haklarının korunmasına yönelik adımlar atılmamakta. LGBTİ olma halinin, saklanması, ayıplanması, tedavi edilmesi ve yok edilmesi gereken bir durum olmadığını her karar alıcının algılayabilmesi ve LGBTİlere yönelik yasalar ve toplumda yer alan olumsuzluk halini giderebilmemiz için açık LGBTİ kimliklerimizle daha aktif bir şekilde siyasete katılmalıyız. Ancak bu sayede toplumda, mecliste ve partilerde gerçek anlamıyla katılımcı demokrasinin yeşermesini sağlayabiliriz.”
Çakmak, neden çok az LGBTİ adayın çıktığına ilişkin soruya ise, “İnsanların kartopu oynadığı için öldürüldüğü bir ülkede açık eşcinsel kimliğiyle siyaset yapmak o kadar kolay bir şey olmuyor” dedi. LGBTİ’lerin görünür olma sorunlarından bahsetti.