Ersoy’a hakkımı helal etmiyorum
TARAF’A mektup yazan 33 yaşındaki eşcinsel, özellikle Bülent Ersoy’a tepkili: Hakkımızı elde etmek için hiçbir çabası olmadı, bize yol açmadı. Tuzu kuru, tabii.
Onlar “Adı yok, küfrü var” parçamız bizim… Sürekli saklanmaya; evde, okulda, işte, sokakta, askerde, hatta yatakta “miş” gibi yapmaya zorlanan arkadaşlarımız bizim. Kimimizin kardeşi belki, kimimizin çocuğu, hatta belki babası, belki de kocası kimimizin… İçimizden en eşitlikçi görünenin, ayrımcılığa karşı en fazla konuşan, yazan, çizenimizin ağzında bile, hakarete dönüşmek an meselesi onlar için. Ayıplanmaya, aşağılanmaya, “anormal” muamelesi görmeye en çok alışıp alıştırdıklarımız onlar; cehaletimizin, husumetimizin, hiddetimizin, hoyratlığımızın, vahşetimizin, şiddetimizin en popüler nesneleri. Onlardan birinden, Anadolu’nun küçük kadim bir ilçesinde yaşayan eşcinsel bir erkekten mektup aldım üç gün önce. Cevap yazdım; sonra bir mektup daha aldım. Onun izniyle, çok özel bazı bölümleri hariç tutarak, adını adresini kendime saklayarak, o mektupları yayımlıyorum bugün… İyi bayramlar.
“ÖNCE İLİŞKİ, SONRA…”
“Otuz üç yaşında bir eşcinselim. Doğdum doğalı hep bu memlekette yaşadım… Yasemin Hanım, 12 Kasım tarihli gazetedeki “Cinsel şiddet cehennemi” başlıklı yazınız ve ondan önceki diğer yazılarınızla Fethiye’de tecavüze uğrayan genç bir hanımın dramını biz okurların dikkatine sunarak vicdanlarımıza bir kere daha hitap ettiniz... Daha önceden size yazma kararı almış ancak bunda biraz ağır davranmıştım, Fethiye’de yaşanan o üzücü olaydan sonra kesin yazmak istedim. Yasemin Hanım, Türkiye’de ‘gay’ olmak öyle zor ki, sizin beni dinleyerek birazcık da olsa derdimize, sıkıntılarımıza kulak kabartacağınızı düşündüm. Sorunlarıma kimse çare bulamaz, ancak anlatarak biraz rahatlamak istiyorum. Birkaç köşe yazarına bunları yazmayı denedim maalesef kimse oralı olmadı…
Her mağdurun, ezilenin, azınlığın, zavallının yanında olan Taraf Gazetesi’nin bizim de sesimize kulak vermesini istiyorum. Beni ailem ve iş çevrem bilmiyor. Küçük bir kentte yaşamak zorunda olduğumdan hep gizli kalmak zorundayım. Öyle şeyler geldi ki başıma yerimde kim olsa dayanamazdı. Benim tam dört defa cep telefonum gasp edildi. Bir kaç kere dayak yedim, paramın alındığı günler de oldu. İnsanlar ‘gay’lere karşı öyle igrenç komplolar kuruyorlar ki, insan olduğunuzdan utanıyorsunuz. Önce cinsel ilişki yaşıyorlar, ilişki sonrasında üzerinizde ne varsa gasp ediyor ve dayak atıyorlar.
Hiçbir zaman heteroseksüeller gibi olamadık, yüzümüze karşı veya arkamızdan i..ne, .op, yumuşak vs. ne laflar edilir, ne alaylar yapılır da biz sesimizi çıkaramayız. Ben on beş yasımdaydım intihara kalkıştım ancak içtiğim hapları pişman olarak tekrar çıkardım. Şimdi intihar etmeyi o kadar çok istiyorum ki maalesef buna Allah inancım engel oluyor. İntihar İslam’da yasaklanmıştır.
“ERSOY BANA NECİ”
Benden küçük dört tane kardeşim var, iki kız bir erkek kardeşim evlendi, çoluk çocuk sahibi oldular, bizim buralarda insanlar erkenden evlendirilirler, bana evlenmem için ailemden ve çevremden öyle baskı yapılıyor ki artık tahammül edecek durumum kalmadı.
Büyük şehirde yaşamak isterdim ancak bunun için şartlarım da uygun değil. İyi bir mesleği olan kalifiye eleman değilim, burada asgari ücretle ancak geçiniyorum. Büyük şehre gidecek olsam fuhuş yapmak zorunda kalacağım, o iş de çekilir gibi değildir, geceleri öldürülmek var, gasp edilmek var, dayak var vs.... Yani neresinden tutarsanız tutun biz ‘gay’ler adeta cehennem hayatı yaşıyoruz. Türkiye’de Bülent Ersoy gibi tuzu kuru bir kaç eşcinsel-transseksüel var ki haklarımızı elde edebilmemiz için yaşamları boyunca hiçbir çabada bulunmadılar, bize yol açmadılar, “bana neci” oldular. Bülent Ersoy bu halk sayesinde para kazandı ün kazandı, ama hakkını ödemedi. Bir ‘gay’ olarak ona hakkımı helal etmiyorum...
Yasemin Hanım, lütfen beni anlayın, lütfen Taraf Gazetesi bizleri unutmasın, medyada tek umudumuz sizsiniz, ancak yayına başladığınız ilk günlerden beri bize gerektiği gibi alaka göstermediniz. Kürtler, Aleviler, Ermeniler, başörtülüler, ‘gay’ler, bizler hep kardeşiz, n’olursunuz bizi unutmayın, sesimize ses verin. Nefes alamıyor gibi oluyorum bazen. Bari siz hatırlayın Yasemin Hanım...
“HASTA DEĞİLİZ Kİ”
Uzmanlar, “Cinsel eğilim, öğrenmeyle gelişmez. Bir insan ya doğduğunda eşcinseldir ya da değildir” diyorlar. New York’taki bir enstitünün araştırmasına göre ise cinsel yönelim doğumdan önce ya da doğumun ilk haftalarında ortaya çıkıyor. Yani tıp biz eşcinselleri hasta olarak kabul etmiyor. Zaten 1973 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği eşcinselliği hastalık kategorisinden çıkartmıştır.
Ancak tıp eşcinselliğe “hastalık değil” dese de, Türkiye’de yasalar eşcinselliği yok sayıyor, hastalık olarak kabul ediyor. Doğrudan eşcinsellikle ilgili hiç bir yasa, tüzük, düzenleme maalesef yok. Sadece Anayasa’nın 10. maddesi; “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” der, ama maalesef bunu yeterli görmüyorum. Mesela biz eşcinsellere yönelik nefret suçları toplumumuzda oldukça yaygındır, ancak bu suçlara verilen cezalar caydırıcı değildir. Çünkü suçu işleyen kişi yakalanır da mahkeme önüne çıkarsa homofobik nedenlerden dolayı cezasında indirime gidilmektedir. Anayasada eşcinsellik zikredilerek korunma altına alınsa bu nefret suçlarını işleyen kişiler, anayasal suç işlemiş olacaklarından cezaları da caydırıcı nitelikte olur düşüncesindeyim.
“İLK RET AİLEDEN”
Dünyanın her ülkesinde insanların yaklaşık yüzde 10’u ‘gay’dır. Avrupa gibi kişisel hak ve hürriyetlerin daha çok önemsendiği ülkelerde eşcinseller, Türkiye’ye nispeten kendilerini daha rahat ifade edebilmekte, ailelerine, yakınlarına açılabilmektedirler. Ancak bizim ülkemizde açılma söz konusu olduğunda eşcinsel kişiyi ilk reddedeceklerin başında maalesef aile gelmektedir… Toplumumuzda heteroseksistlik, yani heteroseksüellik cinsel yaşamda norm olarak kabul edilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda eşcinsellik boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Eşcinsel olan eş sırf bu gerekçeyle evlilik içerisinde kusurlu sayılmaktadır. Askere gitmek istemeyen eşcinseller çok aşağılayıcı bir muameleye tabi tutulmaktadırlar. Eşcinsel gençlerden rapor alabilmeleri için eşcinsel olduklarını belgeleyen görüntü ve fotoğraf istenmektedir. Ben bu sebepten dolayı hiç istememe rağmen on beş ay askerlik yapmak zorunda kaldım.
“BEŞ ÖNERİM VAR”
Ben naçizane neler yapılması gerektiğini bir kaç madde ile sıralayayım:
1) Her şeyden önce Anayasa’da evlilik dâhil tüm eşcinsel hakları güvence altına alınmalı,
2) Devlet ameliyat ücretini karşılama imkânı olmayan transseksüellerin ameliyat ücretlerini karşılayarak onların topluma hızla entegre olabilmelerine destek olmalı,
3) Askerlik Kanunu’nda yapılacak değişiklikle askerlik yapmak istemeyen ‘gay’lerin ‘gay’ olduklarını beyan etmeleri yeterli kabul edilmeli. Kişinin ‘gay’ olup olmadığı uzman psikiyatrlar tarafından sorulacak sorularla zaten anlaşılacağından video görüntüsü veya fotoğraflar ile ‘gay’ olduklarını ispat etmelerini istemekten vazgeçilmeli,
4) Lambdaİstanbul Derneği ahlaka ve aile yapısına aykırı bulunarak mahkemece kapatılmıştı, ancak bir üst mahkeme derneğin faaliyetlerine tekrar izin verdi. Eşcinsel haklarını savunan bu tür sivil toplum örgütlerinin çalışmalarında gerekli kolaylıklar sağlanmalı,
5) Bülent Ersoy gibi, Cemil İpekçi gibi, Murathan Mungan gibi, sanat ve edebiyat aleminden tanınmış gay-transseksüel ünlüler eşcinsel haklarında verilen mücadelelere önayak olmalı, sivil toplum kuruluşlarının girişimlerine, mücadelelerine destek vererek heteroseksüel çoğunluğun zihinlerindeki olumsuz tutumu, homofobik duyguları yok etmeye yönelik çabalar sarfetmeli.
“EL ELE TUTUŞSAK”
Bülent Ersoy aklıma gelince çok kızgın oluyorum. Kendisini çok seven bir hayranıyım. O bu ülkede ün ve para sahibi oldu. Ancak öylesine bencil birisi imiş ki, eşcinseller için kılını bile kıpırdatmadı. Eğer istese İDİ, bugün Türkiye eşcinsel hakları hususunda çok mesafe kat etmiş olacak idi. Ersoy otuz beş yıldan beri ‘gay’ haklarına önderlik etseydi bugün arkasından gelen biz ‘gay’ler acınacak halde olmazdık... Biz bu ülkede vergi veriyoruz, askere gidiyoruz, devlete olan tüm yükümlülüklerimizi yerine harfiyen getiriyoruz ancak sevdiğimiz insanla bırakın evlenmeyi, sokakta el ele bile tutuşamıyoruz.
Kaynak: Taraf.com.tr 16.11.2010
|
|
Eklenme Tarihi : 17.11.2010 |
Haber Editörü : Administrator |
«« GERi
|
Bu haber 528888 kez okundu.
|
Haberi Paylaş |
Face
|
Blog
|
Frien
|
Mysp
|
Twit
|
|
Not: Bu sayfalarda yer alan yorumlar kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan gabile.com sorumlu tutulamaz.
Habere Yorum Yaz |
|
Bulent hanim zamaninda cok zor dönemler gecirdi onun icinde kolay olmadi,ama aciktan veya gizli ustu kapali olarak zaman icinde cok destek oldu ve bundan sonrada escinsellerin haklarinin savunucusu olacagindan emin olabiriz. Darisi diger acik veya gizli olan ``heteroseksuel`` olan escinsellerin destegine, sanat,spor ve siyaset dunyasindan hepsinin destegini bekliyoruz. Ayrica insanlara cinsiyet ayirtmaksizin insan oldugu icin deger veren herkesin destegini bekliyoruz.Herkese saygi ve sevgiler
Yazan : Anonymos
Beğen
|
|
Ben bülent hanımı hep kınamışımdır.Eşcinsel olduğu için değil.Bizim için çaba göstermediği için.
Yazan : IIyogibearII
Beğen
|
|
risto ; senin hiç bir yorumuna katılmıyorum!! ben sana bişeyler örnek vereceğim !! kendini gezlemeyen çok tanıdığım çok insan var onlar koli arıyor, eşcinsellerin ismini batırıyorlar, gey barlarda açıkçası eşcinselim diyorlar!! fakat gizli olan eşcinsellerden daha çok eşcinselliğe zarar veriyorlar !!mesele gizli olan veya gizli olmayanlar meselesi deyil!!mesele eşcinselliği nasıl alğıladığımız meselesidir . onun için attığımız adımdan çok duyarlı olamamız gerek!!
Yazan : kutu2121
Beğen
|
|
|
|
Bülent Ersoy, herşeyini açıkça yaşadığı için, milletin hedefi oluyor. Nereye gitse millet onu takip ettiği için, hep sanki sansasyonel bir hayat yaşıyormuş gibi düşünüyor insanlar. Ama asıl, rahmetli Zeki Müren, o kadar makyajla, mini-etekle, meçli saçlarla dolaşmasına rağmen saygın olarak anılmıştır. Ayrıca cinsel hayatı hakkında söylenenler, hep örtbas edilmiştir. Halbuki, yaşadığı zaman diliminde, eşcinsellik, homoseksüellik bu kadar bilinmediğinden; çok süper, renkli gay hayatı yaşamış, bir sürü genc erkekle rivayetler dolaşmıştır. Ama bunlarla anılmamış, ve saygın bir şekilde ölmüştür. Bülent, biraz fazla hırpalanıyor bence.
Yazan : Calgary
Beğen
|
|
seyhancım yorumunu okudum!! sen bize diyorsun ki ? transeksüeller operasyon geçirmesi gerekiyormu!! peki Allah aşkına amelyatların olmadığı çok eski dönemde sizin tabirinizce transeksüel olupta amelat olmayan insanlar transeksüel mi oluyormuydu!! kesinlikle hayır!! muvzu bahis konusu yine eşcinselliğe geliyor!!eğer sen transeksüellerin hetero veya veya biseksüel olacağını düşünüyorsun ? peki bu mümkün bir şeyse neden sen hetero veya biseksüel olmuyorsun??bana göre bunun asıl kaynağı yine eşcinsellikte yatıyor!!!
Yazan : kutu2121
Beğen
|
|
öncelikle şunu belirtmek lazım: Transeksualite cinsel kimlikle alakalı bir durumdur. Eşcinsellik, cinsel yönelimdir. Gey olmak ise bir yaşam formudur. Her eşcinsel erkek ``gey`` değildir. Halen daha cinsel yönelimini bir fabrikasyon hatası gibi yaşayan, her ilişkiden sonra pişman olan, eşcinselliği fani bedenine yakıştıramayan, haftasonu .bneleri elbette ``gey`` değildir. Bırakınız açılmayı kendini kabul etmeyen, kendisine takma adların gölgesinde güvenli bir hayat kurma hevesiyle yanıp tutuşan kişiler için hem ``gey`` kelimesi, hem de ``biseksüel`` kelimesi ödül olur! Ve gelelim Taraf Gazetesi`ne yazılan bu mektuba: Böyle bir mektup varsa bile gerçekten bunu yazan kişinin gey olduğunu düşünmüyorum. hadi varsayalım. Kendi seçimlerinin sorumluluğunu üstlenmekten aciz kalemşör arkadaş şunu gözardı etmiş: Ne Ersoy, ne Mungan ne de başka bir isim, o ya da başka bir eşcinsel için fedakarlık yapmak zorunda değil! Hele LGBTT`lerin bayraktarlığını yapmaya hiçte mecbur değiller. Söze sürekli kendi kaybedebilecekleri şeylerden bahsederek başlayan bu tür eşcinseller evvela kendi hayatlarına sahip çıkmayı öğrensinler. Canım Ahmet Yıldız da saklanmayı bilirdi ya da diğer, ailesinin dışladığı travesti ve transeksüel kardeşlerimiz de tıkıldıkları dolaplarda ölümü bekler veya Bülent Ersoy gelsin de kendilerini kurtarsın diye dualar ederdi! Herkes hayatına sahip çıkmaya çalıştı. Fedakarlıklarının bedelini hiçbir çek defteri karşılayamaz. Ama siz çok değerlisiniz, sizin aileniz de sizin kadar değerli o nedenle siz susun kalın, arada koliye gidin telefonunuz paranız gasp edilsin, siz darp edilin ve bu durumdan Bülent Ersoy ve Murathan Mungan sorumlu olsun!! Bu ülkede her eşcinsel bu muhteşem insanların verdiği mücadelenin binde birini verseydi siz bu sözde mektubu yazmazdınız. Mungan`ın kitaplarını okusaydınız bugün eşcinsellikten bu kadar rahatça bahsediliyorsa bunda ne kadar büyük payı olduğunu da anlardınız!! siz kimseye hak helâl edecek konumda değilsiniz. herkes kendi hayatı için birşeyler yapar, kendi hayatlarımız için yaptıklarımız da başka insanların hayatına olumlu etki yaparsa büyük mutluluk duyarız. hayallerindeki kendine ulaşmak istiyorsan çabala, gerçekte olman gereken kişiye ancak böyle ulaşabilirsin. Taşıma suyla da değirmen dönmez. Anayasa değişsin insanların kafası değişmedikten sonra ne yapacaksın: Seni darp edenlerin kafasına anayasayı mı fırlatacaksın!!
Yazan : risotto34
Beğen
|
|
bülent ersoy mu ondan birşey beklemeyelim bir umut dur demeyelim o bir egoist tir sadece kendini düşünen küçük birisi olarak kalacaktır benim gözümde
Yazan : emre645
Beğen
|
|
Mektubu yazan kişi hem hiçbirşey istemiyor hem de çok fazla şey istiyor aslında... Kafasını kullanabilen, özgüveni yüksek, insan ilişkilerinde başarılı ve de sosyalleşmeyi becerenbilmiş her birey, gay kimliği ile de rahatça yaşayabiliyor bence Türkkiye`de... Mektubunda saydığı isimlerden hiçbiri onun yaşamındaki hataları düzeltme ya da onu daha sevimli/sempatik veya kabul edilebilir kılma kudretinde değil ne yazık ki... O kudret, her homoseksüelin kendi içindedir... love_in_dreams isimli kullanıcının yorumuna dair yazacaklarımsa; hayır, B. Ersoy homofobik falan değildir... En sadık hizmetkarları, çevresi tam bir homoseksüel popülasyondan oluşmaktadır ve hanımefendi, ``homoseksüel`` kelimesini kullanmaktan da asla imtina etmez... Bunu da nereden çıkardınız şimdi? Bir yerlerden bkz. hanımefendinin King of Pop hakkındaki malumatı... Ok?
Yazan : senay_dilber
Beğen
|
|
Taraf gazetesinin azınlıklara yardımından, desteğinden bahsetmiş mektubu kaleme alan arkadaşımız. %100 cemaat sermayeli, islamcı görüşlü, transparan kıyafet içine giyilen bikiniyi bile sansürleyen bir zihniyet eşcinsel haklarının ne kadar savunucusu olabilir? Eşcinselliği günah olarak lanse etmesinler yada sussunlar başka ihsan istemem kendi adıma...
Yazan : Compareless
Beğen
|
|
dünyaya gözlerimizi açtıgımız günden bu yana sürekli bir yakarış içerisindeyiz... simdide neden savunulmuyoruz diye yakarıyoruz... medyanın içerisinde bu kadar sayımız cokken... sesimizi bu kadar rahat duyurabilecekken neden susuyoruz... susturuluyoruz. ayrıca bülent ersoy; sürekli kendisinin aslında bir kadın oldugunu ama sadece dogurganlık özelliğinin olmadıgını söylemekte.. bu baglamda ondan istediginiz yardımda bosa gitmekte.. durup biraz düsünmek lazım... acaba dogru insanlardanmı yardım bekliyoruz diye...
Yazan : Kleopatra_07
Beğen
|
|
Bülent Ersoy, daha insanların gay kelimesi ne demek, onu bile bilmezken, cinsiyet değiştirip kadın olmuş ve gerçek anlamda başına gelmeyen kalmamıştır. Hepimiz Ersoy`un sürgüne uğradığını, ve çok sıkıntılar çektiğini biliyoruz. Daha önceki yorumda da belirtildiği gibi, Bülent Ersoy, kendi doğalını yapmış, doğumda oluşan hatayı düzeltmiş, erkekken kadın olmuştur. Sadece içinden geleni yapmıştır. Sadece kadın olmak, evlenmek, kadınlara ait şeyler yapmak istedi. Kadın olmak istemeseydi, cinsiyet değiştirmez, diğer gay sanatçılar gibi, ameliyat olmadan, gay olarak yaşardı. Bülent Ersoy, bence daha fazla, hedef olmak istemiyor ve hayatını dilediği gibi yaşamak istiyor. Bu nedenle, onun gaylerin savunucusu olmasını beklemek hata olur. çünkü onun böyle bir niyeti yok. Sadece rahat bırakılmak istiyor.
Yazan : Calgary
Beğen
|
|
hiçbir transeksüel hiç bir traveti kadın deyildir!! sadece eşcinseldir!! bunları akıllarında çıkarmaması gerek herkes!!!medeni ülkelerde bu her zaman böyle olmuştur``
Yazan : kutu2121
Beğen
|
|
Arkadaşlar, Bülent Ersoy`un bizzat kendisi homofobikken, ondan eşcinsel hakları savunucusu olmasını bekleyemezsiniz. O hiçbir zaman kendisini eşcinsel olarak görmedi. Hep kendisini ``kadın`` olarak lanse etti. Bir kez olsun ağzından ``eşcinsel``, ``gay``, transeksüel`` vs. kelimeleri çıkmamıştır. Hala şunu söyler ``Allah bana doğurganlık özelliği verseydi çocuk yapardım`` Yani demek istiyor ki, ``ben doğurganlık özelliği olmayan bir kadınım, eşcinsel değilim`` İşin bir de diğer yönü var; eğer Bülent Ersoy açıkça eşcinsel olduğunu söyleseydi kesinlikle şu anki konuma gelemezdi. Tarkan`ın başına gelenleri biliyorsunuz. Mutlu bayramlar..
Yazan : love_in_dreams
Beğen
|
Yorum yazmak için login olunuz
|
|
|